%20 Kasım İndirimi!
Kasım sonuna kadar 1500₺ üzeri alışverişinize 20Lazika kodunu kullanın.
Çayın kalabalıkla arası iyidir, çay muhabbeti sever. Çay dostlukları başlatır; çay, hikayenin devamını yazan kalemin mürekkebi olur. Çayda çok şey bulduğumuz doğru; çünkü içilen her çayın bir hikayesi vardır. Masada yarım kalanın bile. Bugün masada yarım kalmayan bir dostluğun hikayesini sizlere anlatmak istiyoruz. Aslında bu aynı zamanda bir Hisli Harman hikayesi. Hisli Harman serisinin kapak tasarımcısı Nağme Mahmutoğlu ile keyifli bir muhabbet ediyoruz.
Lazikayı aslında hakikaten güzel çayları ile tanıdım ilk önce. Sonra güzel bir Ultra Kaçkar Maratonu maceramız oldu. Lazika’yı biraz daha yakından tanımış oldum. Emre’yi. Yapmak istediklerini. Çaya yeni bir soluk katma isteğini. İnsanların duygularını, gezdiği yerleri, hissettiklerini anlatmayı seviyorum. Nasıl anlatmayı seviyorum? Bu bazen bir yazı olabiliyor. Bazen bir fotoğraf olabiliyor. Çocukluğumdan beri de sevdiğim şeylerden bir tanesi çizmek. Arada bir yılda bir; bir yerlere gidip geldikten sonra bu anıları derleyip topluyorum. Bir seferinde oturdum. Aradan 2 yıl geçmiş olmasına rağmen, Kaçkar Ultra Maraton’unu ve Çayeli’ni, birlikte Çinçiva’da gezdiğimiz yerleri, Şenyuva köyünü çizdim.
Aslında çocukluğumdan beri çizebiliyorum. Galiba insanların hayatında şöyle bir şey oluyor; aradan zaman geçtikten sonra bir şeyler gecikiyor ve bir yol bulup çıkmak istiyorlar. Bu da onun gibi aslında. Çizebiliyorum, tarihi seviyorum, coğrafyayı seviyorum, bitkileri seviyorum, çiçekleri seviyorum, hayatı seviyorum. Bundan çok keyif alıyorum ve bunları da paylaşmayı çok seviyorum. Bunların hepsini bir araya getirebileceğim, tek sayfada özetleyebileceğim bir şeyin bu olabileceğini düşündüm. Böyle seriler halinde çalışırken de Kaçkar Ultra için, Çinçiva için oturup bunu çizince birdenbire her şey cuk oturdu yerine yani. Anlatabilmiş oldum hepsini.
Çok istiyorum ve çok heyecan duyuyorum. Böyle projeler var ufak tefek devam ettiğim. Türkiye’yi, önemli bölgelerini, tanınmamış yerleri anlatmak için içimde acayip bir heyecan var. Deneyeceğim. Elimden geleni yapacağım.
O kadar keyifli oldu ki aslında. Senden ilk proje geldiğinde böyle çiçekler olan otlar olan güzellikleri bir araya getiren, bunları da üstüne üstlük bir duygu ile birleştiren bir brief geldi bana. Bunları okuduğumda hepsi öyle güzel bir araya getirilmiş ve duygularla bağdaştırılmıştı ki bunları hayal etmek hiç zor olmadı. Mesela ilk çayımızı düşünüyorum. Sekine. Bunu okuduğunuz zaman akla ilk gelen insanı sakinleştiren, huzur veren, mutluluk veren bir ortam hayal ettim. Mesela Karadeniz dağları ve içerisindeki dereler, o derelerin içerisindeki küçük havuzcuklar.. Bunlarla bağdaşabileceğini düşündüm ve inan hiç zor olmadı. O kadar güzel bağdaştırılmıştı ki her şey, okuduğum zaman hayal etmek hiç zor olmadı.
Aşık olunan kadın. Tam da çiçeklerin arasında. Yoğun bir duygu. İçinde çok fazla çiçek ve farklı farklı tatlar var. Aşık olan bir kadın kadar neşeli ve tatlı. Aynı şeyi Sekine için de söyleyeceğim. Bir o kadar huzur verici ve güzel bir şey olmuş ellerinize sağlık.
Doğru söylüyorsun. Bahane yok için de şöyle bir şey var aslında; bu benim için bir kaçış gibi oluyor. Bir başka coğrafyayı anlatmak demek, aslında onunla için her şeyi yeniden okumak, yeniden keşfetmek, fotoğraflarına bakmak demek. Oysa aslında onu çizerken, yeniden kompozisyonunu oluştururken; gitmiş kadar oluyorsun. Günlük hayatındaki telaşenden stresinde uğraşmak zorunda olduğun şeylerden kaçıp yeni bir şey yaratıyorsun ortaya. Vakit ayırmak zor ama ayırdığın zaman da çıkan şey insanı çok mutlu ediyor.
Bizi anlayabildiği, hislerimizi anlatabildiği, samimiyetle duygularını ifade edebildiği için Nağme Mahmutoğlu’na teşekkürlerimizi borçluyuz. Onun dünyasından lazika çaylarını görmek ise bizim için büyük bir mutluluk.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.