Düşen Modları Topluyoruz
İnsan olmanın en belirgin özelliklerinden biri, sürekli değişen bir "moda" sahip olmamız. Diğer canlılar için nefes almak, doğal bir "yüksek mod" sebebiyken biz insanlar adeta modumuzu düşürecek nedenler ararız. Gerçi bizim kedimiz Orti de biraz böyle. Sürekli bir hinlik peşinde. Üzülmek için neredeyse sebep yaratıyor. Mesela açan bir çiçeği yiyerek… Açmasına engel olursa nasıl yüksek modlu olabilir ki?
Ama buradan güzel bir öğreti çıkıyor: Eğer Orti, çiçekleri yemeyi bırakıp onların açmasına izin verse, belki dünyanın en yüksek modlu kedisi olabilirdi! Ama o tüketmeyi tercih ediyor.
Modern hayatlarımız da biraz böyle. Şehirde, hatta köylerde bile, tüketim odaklı bir düzen içindeyiz. Sürekli daha fazlasını isterken, elimizdekilerin tadını çıkarmayı unutuyoruz. Bu da bizi, farkında olmadan, hep "daha iyi bir moda ulaşma" peşinde koşturuyor.
Peki, Modumuzu Nasıl Yüksek Tutabiliriz?
İlk adım: Belki de modumuzu önemsememek! Çünkü mod dediğin şey bir borsa gibi. Düşer, çıkar. Önemli olan, uzun vadeli yatırımcı olabilmek (inşallah!). Modumuz düştüğünde hemen toparlamaya çalışmak yerine, bazen sadece o haliyle kalıp akışına bırakmak gerek.
Ve işte burada çay devreye giriyor
Çay sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir "mod rehberi"dir. Bize sabrı öğretir. Beklemeyi, yavaşlamayı, anın içine yerleşmeyi hatırlatır. Çünkü çay demlenmeden içilmez. Aceleye gelmez. Tıpkı hayat gibi…
Modun düşük olabilir, dünya bazen gri görünebilir ama elinde bir fincan sıcak çay varsa, her şey biraz daha katlanılır hale gelir. Çay, bizi içinde bulunduğumuz ana çağırır. Kokusu, sıcaklığı, içimizi ısıtan o tanıdık his… Hepsi, küçük ama etkili birer hatırlatıcıdır: Buradasın. Şu anı yaşa.
Düşünün, çayın en güzel hali sabırla demlenenidir. Hemen içerseniz o çay olmamış, aceleye gelmiş, eksik bir şey gibi gelir. Ama bekleyip demini aldığında, içindeki bütün aromalar oturur, gerçek lezzeti ortaya çıkar. Bizim modlarımız da biraz böyle değil mi? Belki de düşen modları toparlamaya çalışmak yerine, onların demlenmesine izin vermek gerek.
O yüzden, modunuz düştüğünde çayınızı koyun. Ama hemen içmeyin. Önce kokusunu duyun, fincanın sıcaklığını hissedin, demini almasına izin verin. Sonra bir yudum alın ve modunuzu düşünmeyi bırakın. Çünkü belki de modunuzu yükseltmenin en güzel yolu, onu önemsememektir.
Ve kim bilir… Belki de düşük modun bile kendine göre bir tadı vardır. Ama bunu anlamak için, çay içerek bir süre beklemeyi bilmek gerekir. 🍃☕
Emre